Sitemize üye olarak beğendiğiniz içerikleri favorilerinize ekleyebilir, kendi ürettiğiniz ya da internet üzerinde beğendiğiniz içerikleri sitemizin ziyaretçilerine içerik gönder seçeneği ile sunabilirsiniz.
Zaten bir üyeliğiniz mevcut mu ? Giriş yapın
Sitemize üye olarak beğendiğiniz içerikleri favorilerinize ekleyebilir, kendi ürettiğiniz ya da internet üzerinde beğendiğiniz içerikleri sitemizin ziyaretçilerine içerik gönder seçeneği ile sunabilirsiniz.
Üyelerimize Özel Tüm Opsiyonlardan Kayıt Olarak Faydalanabilirsiniz

2025’e doğru ilerlerken teknoloji dünyasında sadece cihazlar değil, dijital iletişim platformları da jeopolitik gelişmelerin merkezine oturmuş durumda. Son günlerde en çok konuşulan konulardan biri ise Rusya’nın FaceTime hizmetine erişimi engellemesi.
İncelediğimiz güncel bilgilere göre karar, sadece Apple kullanıcılarını değil, küresel iletişim teknolojilerinin geleceğini de yakından ilgilendiriyor. Bu yazıda, söz konusu yasağın ardındaki nedenleri, kullanıcılar için ne anlama geldiğini ve dijital güvenlik açısından ne tür etkiler yaratabileceğini hem teknik hem de kullanıcı odaklı bir bakışla ele alıyorum.
Rusya’daki yetkili kurumlar, Apple’ın kullanıcı verilerini ülke içinde depolama zorunluluğuna uygun hareket etmediğini öne sürerek FaceTime hizmetinin erişimini sınırlandırdı.
Bir süredir yerelleştirilmiş veri depolama zorunluluğu (data localization requirement) birçok teknoloji şirketi için tartışma konusu. Rus yetkililer, ulusal güvenlik ve veri kontrolü açısından bu uygulamayı gerekli görüyor.
Benzer bir durumu daha önce başka uygulamaların yasaklanmasında da görmüştük. Ancak FaceTime gibi Apple ekosisteminin merkezindeki bir hizmetin kısıtlanması, kullanıcı tarafında daha büyük bir yankı oluşturdu.
Dijital iletişim hizmetleri son yıllarda yalnızca teknolojik araçlar değil, stratejik güç unsurları hâline geldi. Rusya’nın bu hamlesi de teknoloji şirketleriyle devletler arasındaki dijital güç mücadelesinin bir sonucu olarak değerlendiriliyor.
Kişisel olarak dikkatimi çeken nokta, ülkelerin artık yalnızca sosyal medya platformlarını değil, video görüşme servislerini bile ulusal güvenlik ekseninde değerlendirmeye başlaması. Bu, önümüzdeki yıllarda benzer kararların başka pazarlarda da görülebileceğine işaret ediyor.
FaceTime tamamen kapatılmadı; ancak hizmete erişim belirli bölgelerde ve belirli operatörler üzerinden ciddi şekilde sınırlandı. Bu da:
gibi sorunlara yol açıyor.
Rusya–yurt dışı arasındaki bire bir görüşmelerde FaceTime’ın tercih edilmesi oldukça yaygındı. Özellikle iş dünyasında güvenli iletişim aracı olarak seçilen uygulamanın kısıtlanması, kurumsal iletişimde ek maliyet ve ek sistem gereksinimleri doğuruyor.

FaceTime, uçtan uca şifreleme (E2EE) kullandığı için devlet kurumlarının iletişimi izlemesi teknik olarak mümkün olmuyor.
Bu da güvenlik kaygıları olan yönetimlerin kontrolü zorlaştırıyor.
Ben kişisel olarak E2EE teknolojilerini mahremiyet açısından önemli buluyorum; ancak devlet tarafında bunun nasıl bir kör nokta yarattığını da uzun süredir sahada çalışan uzmanlarla yaptığım görüşmelerde sıkça duydum.
Android tarafında üreticiler yerel kurallara uyum için özelleştirilmiş uygulamalar sunabilirken, Apple’ın kapalı mimarisi nedeniyle bu esneklik sınırlı. Bu durum, FaceTime gibi servislerin regülasyonlarla çatışmasına sebep olabiliyor.
Kısa süre içinde yerel alternatiflerin daha fazla teşvik edilmesi bekleniyor.
Katlanabilir telefonlar, son üç yılda akıllı telefon pazarının en hızlı büyüyen kategorilerinden biri hâline geldi. 2025’e yaklaşırken hem üreticilerin rekabeti hem de...
Teknoloji editörü olarak yıllardır takip ettiğim en dikkat çekici trendlerden biri, iletişim araçlarının artık politik kararların merkezinde yer alması. Eskiden sadece uygulama güncellemeleri konuşurken bugün ülkelerin bu uygulamaları nasıl kontrol ettiği gündem oluyor.
Bu haberleri incelerken özellikle şunu fark ettim:
Kullanıcıların günlük hayatını etkileyen kararlar artık teknoloji kalitesinden çok veri güvenliği ve regülasyon politikaları üzerinden şekilleniyor. Bu da bize, gelecekte daha fazla platformun benzer yaptırımlarla karşılaşabileceğini gösteriyor.
Bu veriler, gelecekte daha çok platformun benzer regülasyonlarla karşı karşıya kalabileceğini doğruluyor.
1. Rusya’da FaceTime tamamen kapandı mı?
Hayır, tamamen kapatılmadı; ancak birçok bölgede erişim ciddi şekilde kısıtlandı.
2. VPN kullanarak FaceTime açılabilir mi?
Teknik olarak mümkün olsa da, yerel mevzuatlar VPN kullanımını da sınırlandırabiliyor.
3. Bu yasak sadece Apple cihazlarını mı etkiliyor?
Evet, FaceTime Apple’a özgü bir servis olduğu için yalnızca iPhone, iPad ve Mac kullanıcılarını etkiliyor.
4. Yasak ne kadar sürecek?
Resmi bir süre belirtilmedi. Apple ile yerel otoriteler arasında yürütülen görüşmeler sonucu değişiklik olabilir.
5. Mesajlaşma uygulamaları da etkilenebilir mi?
Bu tür kısıtlamalar genellikle genişleyebildiği için ihtimal dâhilinde.
Rusya’nın FaceTime erişimini sınırlandırması, yalnızca bölgesel bir karar gibi görünse de, küresel dijital iletişim ekosistemi için önemli bir işaret niteliği taşıyor.
2025’e yaklaştığımız bu dönemde, teknoloji şirketleri ile devletler arasındaki veri, güvenlik ve kontrol tartışmaları giderek daha belirleyici hâle geliyor. Özellikle Apple gibi gizlilik odaklı şirketlerle hükümetler arasındaki gerilim, önümüzdeki yıllarda çok daha sık gündeme gelebilir.
Eğer bu gelişmenin Türkiye’ye veya diğer ülkelere etkilerini de içeren geniş bir analiz istersen, memnuniyetle hazırlayabilirim.

Yorum Yaz