Sitemize üye olarak beğendiğiniz içerikleri favorilerinize ekleyebilir, kendi ürettiğiniz ya da internet üzerinde beğendiğiniz içerikleri sitemizin ziyaretçilerine içerik gönder seçeneği ile sunabilirsiniz.
Zaten bir üyeliğiniz mevcut mu ? Giriş yapın
Sitemize üye olarak beğendiğiniz içerikleri favorilerinize ekleyebilir, kendi ürettiğiniz ya da internet üzerinde beğendiğiniz içerikleri sitemizin ziyaretçilerine içerik gönder seçeneği ile sunabilirsiniz.
Üyelerimize Özel Tüm Opsiyonlardan Kayıt Olarak Faydalanabilirsiniz
Bugün sizlerle, Türkiye’de geliştirilen ve “robot köpek” olarak adlandırılan yeni nesil platformlardan birini ele alacağım: PROTEO. 2025–2026 dönemi için hazırlanan bu sistem, özellikle askeri lojistik, gözetleme ve zorlu arazi destek görevlerinde hedeflenmiş durumda.
“Robot köpek” terimi günümüzde dört ayaklı yürüyen insansız kara platformlarını tanımlamak için kullanılıyor. Bu tür platformlar, insandan bağımsız ya da insan destekli olarak “yürüyebilir”, “denge kurabilir”, “yük taşıyabilir” biçimde tasarlanıyorlar.
Türkiye’de de savunma ve mühendislik odaklı birçok geliştirme var. Örneğin, bir önceki versiyonlarda dört ayaklı robotlar gözetleme ve lojistik görevlerinde kullanılmıştı.
PROTEO da bu alandaki yerli girişimlerden biri. Bu şekilde bakınca, “yerli robot köpek” kavramının arkasında üç kilit teknoloji var diyebiliriz:
Bu teknolojiler bir araya geldiğinde, özellikle riskli veya insan için tehlikeli görevlerde robotların devreye girmesi mümkün hale geliyor.
PROTEO’nun arkasında yer alan kurum: Hyperever. Bu şirket, İstanbul Teknik Üniversitesi (İTÜ) Arı Teknokent bünyesinde faaliyet gösteriyor.
Bu bilgiler, teknolojik olarak PROTEO’nun yalnızca bir prototip değil; görev odaklı, gerçek kullanım amacı taşıyan bir sistem olarak geliştirildiğini gösteriyor.
Günümüzde internet gizliliği ve çevrimiçi güvenlik, yazılım-mobil uygulama meraklıları için önemli gündem maddelerinden. Yeni bir gelişme olarak, Firefox’un geliştiricisi Mozilla Corporation, tarayıcı...
İşte haberde yer alan bilgilere göre PROTEO’nun şimdiden bilinen teknik verileri:
Bu rakamlar, şu anda piyasada yaygın olarak kullanılan benzer dört-ayaklı robotların özellikleriyle karşılaştırıldığında oldukça dikkat çekici bir seviyede. Özellikle 35 kg yük taşıma kapasitesi ve 4–6 saat kullanım süresi, zorlu görevler için oldukça makul görünüyor.
PROTEO’nun haber metninde öne çıkan üç ana kullanım alanı var: gözetleme, lojistik destek ve patlayıcı madde imha operasyonları.
En ilgi çekici senaryolardan biri. İnsanların girmesi riskli olan bölgelerde — örneğin sıcak çatışma ortamları ya da tehlikeli endüstriyel bölgeler — PROTEO, kamera, sensör ve otonom navigasyonla devriye atabilir.
Zorlu arazi koşullarında insan ya da tekerlekli araçların ulaşamadığı yerlere yük taşıma gibi görevlerde kullanılabilir. 35 kg faydalı yük kapasitesi burada önemli avantaj.
Robotun insan hayatının risk altında olduğu; mayınlı sahalar, terör operasyonları, sınırlarda devriye gibi senaryolarda kullanılma potansiyeli bulunuyor. Haberde özellikle bu tip görevler için özel olarak tasarlandığı belirtilmiş.
Bu kullanım alanları, aslında dört-ayaklı robot platformlarının niçin önemli olduğunu da gösteriyor: insanın riskli işlerde yerini alabilme, görev süresini artırma, hızlı tepki verebilme gibi avantajlar sunuyor.
Teknoloji meraklısı olarak objektif bir değerlendirme yapmak gerekirse:
Birinci şahıs anlatımıyla paylaşmak gerekirse: Bu tür bir sistem, gördüğüm kadarıyla “üretim aşamasındaki robotik vizyon” ile “gerçek dünya görev gereksinimleri” arasında anlamlı bir köprü kuruyor. PROTEO’nun yük taşıma kapasitesi, hızı ve arazi uyumluluğu, sadece laboratuvar ürünü olmaktan öteye geçmeye işaret ediyor.
Özellikle bir teknoloji takipçisi olarak dikkatimi çeken birkaç nokta:
Ancak şunu da belirtmeliyim: Bir prototipten seri üretime geçmek, görevlerde aktif kullanımda “kesintisiz güvenilirlik ve bakım kolaylığı” gibi yeni zorluklar getiriyor. Örneğin: Sensör arızası, yazılım güncellemesi, saha operatörü eğitimi gibi konular sık yapılan “özellik vaadi”nin ötesinde devreye giriyor. Bu bakımdan bekleyip görmek gerekiyor.
S1. PROTEO ne zaman göreve hazır olacak?
Haber metninde, geliştirilmiş versiyonun 2026 başında göreve hazır hâle gelmesinin planlandığı belirtilmiş.
S2. Hangi koşullarda kullanılacak?
Gözetleme görevleri, lojistik destek, patlayıcı madde imha gibi insanın risk aldığı alanlar öncelikli senaryolar.
S3. Ne kadar yük taşıyabiliyor?
Yaklaşık 35 kg faydalı yük kapasitesiyle planlanıyor.
S4. Hızı ve enerji süresi ne kadar?
Saatte yaklaşık 12 km hızla hareket edebileceği ve tam şarjla 4-6 saat kullanım süresi sunacağı bilgisi verilmiş.
S5. Bu tür robotlar sadece askeri amaçlı mı?
Henüz tanıtılan bu versiyon açıkça askeri/teknik görev amaçlı. Ancak benzer teknolojiler lojistik, insansız endüstriyel görevler, arama-kurtarma gibi sivil alanlarda da kullanılabiliyor.
Özetle, PROTEO yerli mühendislik gücüyle geliştirilmiş ve teknoloji meraklıları olarak bizi heyecanlandırabilecek bir platform. Dört ayaklı robotik sistemlerin “laboratuvar ürünü”nden çıkıp “görev aracı”na dönüşmesi önemli bir adım.
Bu sistemin gelmiş geçmişin “tekerlekli robotları” ya da “insansız hava araçları (İHA)” konseptinden farklı bir yönü var: yürüyor, araziye adapte oluyor, yük taşıyor. Bu da onu bir üst seviye kılıyor.
Ancak “erken aşama” olduğunu unutmamak gerekir. Seri üretim, bakım-onarım altyapısı, operatör eğitimi, görev esnasında ortaya çıkabilecek aksaklıklar bu tür projelerin başarıyla yaygınlaşmasında belirleyici olacaktır. Bu noktada bekleme-görme yaklaşımı anlamlı olabilir: teknoloji hazır olduğunda ve sahada kullanıldığında “gerçek performansı” değerlendirilebilir.
Yorum Yaz