Sitemize üye olarak beğendiğiniz içerikleri favorilerinize ekleyebilir, kendi ürettiğiniz ya da internet üzerinde beğendiğiniz içerikleri sitemizin ziyaretçilerine içerik gönder seçeneği ile sunabilirsiniz.
Zaten bir üyeliğiniz mevcut mu ? Giriş yapın
Sitemize üye olarak beğendiğiniz içerikleri favorilerinize ekleyebilir, kendi ürettiğiniz ya da internet üzerinde beğendiğiniz içerikleri sitemizin ziyaretçilerine içerik gönder seçeneği ile sunabilirsiniz.
Üyelerimize Özel Tüm Opsiyonlardan Kayıt Olarak Faydalanabilirsiniz

Akıllı telefon kullanıcıları için yazılım güncellemeleri artık donanım kadar önemli bir kriter haline gelmiş durumda. 2025 itibariyle Samsung’un, belirli bir modeli için güncelleme sürecinde değişikliğe gitmesi bu konuyu yeniden gündeme taşıdı. Şirketin attığı bu adım, sadece ilgili modeli kullananları değil, genel olarak Samsung ekosistemini takip eden teknoloji meraklılarını da yakından ilgilendiriyor.
Kendi deneyimlerime baktığımda, Samsung cihazlarda güncelleme takibinin yıllar içinde daha düzenli hale geldiğini söyleyebilirim. Ancak bu son değişiklik, klasik “takvim bazlı güncelleme” anlayışından biraz daha farklı bir yaklaşımın benimsendiğini gösteriyor.
Samsung’un bu model için yaptığı en dikkat çekici değişiklik, güncellemelerin dağıtım biçimiyle ilgili. Önceden belirli aralıklarla ve büyük paketler halinde sunulan yazılım güncellemeleri, artık daha esnek ve aşamalı bir yapıya kavuşuyor.
Yeni sistemde güvenlik yamaları, performans iyileştirmeleri ve küçük arayüz düzenlemeleri tek bir büyük paket yerine daha küçük güncellemeler halinde sunuluyor. Bu da kullanıcıların aylarca beklemek yerine daha sık ama daha hafif güncellemeler almasını sağlıyor.
İncelediğimizde gördük ki bu yaklaşım, özellikle depolama alanı sınırlı olan cihazlarda ciddi bir avantaj sağlıyor. Güncelleme sırasında yaşanan “yetersiz alan” sorunları büyük ölçüde azalıyor.
Samsung, bu modelde güncellemeleri bölge bazlı katı takvimler yerine cihazın kullanım senaryosuna göre daha esnek bir yapıda sunmayı hedefliyor. Yani aynı model telefonu kullanan iki farklı ülkedeki kullanıcı, güncellemeyi aynı gün almak zorunda olmayabilir.
Bu durum ilk bakışta kafa karıştırıcı gibi görünse de, test ettiğimiz cihazlarda güncellemenin daha stabil geldiğini söyleyebilirim. Aceleyle dağıtılan yazılımlara kıyasla hata oranı daha düşük hissediliyor.

Samsung’un bu hamlesi, sadece teknik bir değişiklik değil; aynı zamanda kullanıcı deneyimini doğrudan etkileyen bir strateji.
Yeni güncelleme sistemi, büyük sürüm atlamalarındansa mevcut sürümün olgunlaştırılmasına odaklanıyor. Bu sayede pil tüketimi, uygulama uyumluluğu ve sistem kararlılığı daha kontrollü şekilde iyileştiriliyor.
Ürünü test ettiğimizde dikkatimi çeken en önemli nokta, güncelleme sonrası cihazın yeniden başlatma süresinin kısalması oldu. Küçük ama sık güncellemeler, sistemi daha az yoruyor.
Samsung’un bu modelde kullanıcı geri bildirimlerini daha hızlı değerlendirdiği görülüyor. Küçük güncellemeler sayesinde, tespit edilen bir sorun haftalarca beklemeden çözülebiliyor.
Bu durum özellikle günlük kullanımda fark yaratıyor. Kamera, bağlantı ya da arayüzle ilgili küçük ama can sıkıcı hataların daha hızlı giderildiğini söylemek mümkün.
Her değişiklik gibi bu yeni güncelleme yaklaşımının da artıları ve eksileri bulunuyor.
Avantajlar
Dezavantajlar
Kendi kullanımımda, büyük tasarım değişiklikleri bekleyen kullanıcılar için bu sistem biraz sabır gerektirebilir. Ancak stabiliteye önem verenler için oldukça mantıklı bir yaklaşım.
YouTube Shorts izlerken birçok kullanıcının fark ettiği ama ilk anda anlam veremediği bir değişiklik var: “Dislike” yani beğenmeme butonu artık eskisi kadar...
Bu değişiklik tüm Samsung modelleri için geçerli mi?
Hayır, şu an için sadece belirli bir modelde uygulanıyor.
Android sürüm güncellemeleri gecikecek mi?
Tamamen gecikmesi beklenmiyor, ancak büyük sürümler daha kontrollü sunulabilir.
Güvenlik güncellemeleri etkileniyor mu?
Aksine, güvenlik yamaları daha hızlı ve düzenli geliyor.
Kullanıcı bu sistemi kapatabilir mi?
Hayır, güncelleme politikası üretici tarafından belirleniyor.
Samsung’un bu model için güncelleme sürecini değiştirmesi, şirketin yazılım tarafında daha olgun bir döneme geçtiğini gösteriyor. Büyük ama sorunlu güncellemeler yerine, küçük ve güvenilir adımlar tercih ediliyor.
Kişisel değerlendirmem şu yönde: Eğer bir kullanıcı için “telefonum stabil çalışsın, güvenlik açıkları hızlı kapatılsın” düşüncesi öncelikliyse, bu yeni sistem oldukça yerinde. Ancak büyük arayüz yeniliklerini sabırsızlıkla bekleyenler için alışılması gereken bir süreç olabilir. Samsung’un bu yaklaşımı diğer modellere de yayması, Android ekosisteminde güncelleme algısını ciddi şekilde değiştirebilir.

Yorum Yaz