Sitemize üye olarak beğendiğiniz içerikleri favorilerinize ekleyebilir, kendi ürettiğiniz ya da internet üzerinde beğendiğiniz içerikleri sitemizin ziyaretçilerine içerik gönder seçeneği ile sunabilirsiniz.
Zaten bir üyeliğiniz mevcut mu ? Giriş yapın
Sitemize üye olarak beğendiğiniz içerikleri favorilerinize ekleyebilir, kendi ürettiğiniz ya da internet üzerinde beğendiğiniz içerikleri sitemizin ziyaretçilerine içerik gönder seçeneği ile sunabilirsiniz.
Üyelerimize Özel Tüm Opsiyonlardan Kayıt Olarak Faydalanabilirsiniz
Doğanın nefes aldığı ormanlarımız, hem biyolojik çeşitlilik hem de iklim dengesi açısından büyük önem taşıyor. Ancak yasa dışı kesim, kaçak çıkarma, yangın gibi tehditler her zaman var. Son dönemde dikkat çeken gelişme: yapay zeka destekli izleme sistemleri, orman sahalarını adeta 7/24 “kamera gözüyle” takip ediyor.
Türkiye’de Orman Genel Müdürlüğü’nün (OGM) ORİKEM adıyla yürüttüğü projeyle, fotokapanlar ve akıllı analiz sistemleri devreye alındı. Bu sistemler, ormanda anlamlı görüntüleri ayıklıyor, olası suçları algılıyor ve ilgili birimleri anında uyarıyor.
Ben teknolojinin doğayla sentezini görmekten büyük heyecan duyuyorum. Gözlerimizin görmediğini sistemler görüyor; veriler bizlere daha önce ulaşamayan bir pencere açıyor. Aşağıda bu yaklaşımın nasıl işlediğini, avantajlarını, sınırlamalarını ve gelecekte bizi bekleyen potansiyeli anlatacağım.
ORİKEM (Ormanları İzleme Koruma Entegre Müdahale), OGM tarafından Türkiye genelinde uygulamaya alınan bir sistem projesi. Projenin ana bileşenleri:
Projede 30 orman bölge müdürlüğünde toplam 2.800 adet fotokapan aktif durumda. Böylece ormanlarda 24 saat kesintisiz denetim mümkün hale geliyor.
Bu tür sistemler çalışırken birkaç kritik teknoloji devreye girer:
Karmaşık sahnelerde, bir fotoğrafta insan, araç, odun yığını gibi çok sayıda öğe olabilir. Derin öğrenme tabanlı “nesne algılama (object detection)” modelleri, bu öğeleri ayırt eder. Örneğin YOLO (You Only Look Once), Faster R-CNN gibi modeller adaptasyon için yaygın kullanılır.
Aynı kamera düzenli aralıklarla görüntü alınca, değişiklikler takip edilebilir. Örneğin sahaya yeni bir araç mı girilmiş? Ağaç örtüsünde ani bozulma mı var? Bu tür “anormal değişim”ler model tarafından alarm koşulu olarak kabul edilebilir.
Sadece görüntü değil, coğrafi bilgi sistemleri (GIS), hava durumu verileri, sosyal medya ihbarları, topoğrafya verileri gibi çoklu veri kaynakları modele entegre edilerek karar desteği verilir. Böylece sistem yalnızca görüntü bazlı değil, bağlam odaklı analiz yapar.
Bir görüntü işlendiğinde kararın dakikalarla değil saniyelerle alınması gerekebilir. Bu da model optimizasyonu (hafifleşmiş ağlar, kuantizasyon, gömülü sistemlerde çalışabilir modeller) gerektirir.
Yapay zeka-algoritmalarının doğa koruma alanında kullanımı üzerine uluslararası literatürde “Wildlife Conservation AI” gibi platformlar örnek gösteriliyor.
Epilepsi, özellikle çocuklarda yaşam kalitesini derinden etkileyen ve tedavi süreçleri uzun yıllar sürebilen bir nörolojik hastalık. Son yıllarda yapay zeka teknolojilerinin sağlık...
Pratikte ORİKEM gibi bir sistemin sahada çalışması şu adımlarla ilerliyor:
ORİKEM’in resmi açıklamasına göre, sistem işlemlerinde hem kaynak hem de zaman tasarrufu sağlanıyor. Gözlem ve müdahale süreçleri dijital altyapı ile entegre bir şekilde yönetiliyor.
Bu zorlukları aşmak için hibrit çözümler (insan + yapay zeka birlikteliği), sürekli model güncellemesi ve saha testleri önemli.
Bu teknoloji fikrini ilk duyduğumda doğayla teknoloji birleşimi aklıma çok romantik gelmişti; fakat sahadaki pratik uygulamalar bunu doğruladı. Özellikle uzak orman bölgelerinde insanların sürekli devriye gezmesi mümkün değil — bu yüzden “otomatik gözler” ciddi bir boşluğu dolduruyor.
Bir arkadaşım orman ekosistemiyle projelerde çalışıyor; “gece yarısı fotokapan alarmı geliyor, kimse orada olamıyor. Ancak ertesi sabahki inceleme sayesinde izinsiz kesim alanı belirleniyor” dedi. Yani sistem, suç anında müdahale olmasa bile suç sonrası iz bırakma bakımından da etkili olabiliyor.
Tabii eleştirim de var: Bazı alanlarda modellere uyum süreci uzun sürebiliyor. Yanlış alarmlar artarsa saha ekipleri sistem güvenini kaybedebilir. Bu yüzden sistemin tasarımında “kademeli uyarı”, “onaylı alarm” gibi katmanlı çözümler fayda sağlayabilir.
Türkiye dışında da benzer yaklaşımlar hâlihazırda kullanılıyor:
Türkiye’nin ORİKEM modeli, bu küresel eğilimin mantıklı ve uygulanabilir bir yorumu olarak değerlendirilebilir.
S: Bu sistem yangınları da tespit edebilir mi?
A: Temel amaç öncelikle kaçak kesim, izinsiz geçiş gibi suçları algılamak. Ancak bazı sistemlerde duman ve ısı sensörleri entegre edilerek yangın erken uyarısı da sağlanabiliyor.
S: Fotokapanlar sürekli enerjiyle mi çalışıyor?
A: Çoğu sistem güneş paneli + batarya kombinasyonu ile çalışır. Şebeke elektriği ulaşılamayan yerlere bu model uygundur, ancak pil performansı kritik rol oynar.
S: Yanlış alarm oranı yüksekse sistem etkisi düşer mi?
A: Evet. Bu yüzden sistemlerde “alarm onayı mekanizması”, örneğin insan kontrolü ile ikinci teyit, önemlidir.
S: Bu teknoloji tüm orman alanlarına yayılabilir mi?
A: Mevcut durumda yüksek maliyet, altyapı şartları ve saha lojistiği sınırlayıcıdır. Öncelikle kritik bölgelerde başlamak mantıklı.
S: Gizlilik ve özel yaşam ihlali riski var mı?
A: Kamera görüntüleri insanlara dair bilgi taşıyabilir. Bu nedenle görüntülerin yalnızca orman sahasına odaklanması, kayıtların saklanması ve erişim protokollerinin sıkı olması gerekir.
Teknoloji ile doğa arasındaki diyalog giderek derinleşiyor. Yapay zeka destekli fotokapan sistemleri, orman koruma tarihinde bir dönüm noktası olabilir. Mehmet Can Toptaş’ın da belirttiği gibi, bu sistemler artık suçları “suçüstü” yakalayabiliyor.
Öte yandan bu sistemlerin etkin olması için teknolojik altyapı (iletişim, enerji), model doğruluğu, saha yönetimi ve etik düzenlemeler titizlikle ele alınmalı.
İleride, drone + multispektral kamera + yapay zeka kombinasyonlarıyla daha geniş kapsama alanları, yangın tahmin algoritmaları, biyolojik değişim izleme gibi özellikler entegre edilebilir. Bu da, sadece suçlarla mücadele değil, ekosistem sağlığına dair bir “erken uyarı sistemi” oluşturur.
Yorum Yaz